Van Bahçesaray’da çığ felaketi katliama dönüştü.

Van Bahçesaray’da çığ felaketi katliama dönüştü.
14.06.2020
A+
A-

İddiaları ve ihmalleri bir yana bırakırsak önemli olan çığ bölgelerinde alınması gereken önlemlerdir.
Çığ tehlikesine karşı kar tünellerinin açılması ve sıklaştırılması gerektiği herkesin ilk aklına gelen önlemdir.
Çığ tehlikesi meyilli arazilerde ve yamaçlarda meydana gelir.
“Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’ndan (DAKA) aldığı hibe destekle makine ve ekipmanını yenileyen İL-SA Beton, Bahçesaray yolunda yapılan ‘kar tünelleri’nin prefabrik işlerini yaptı. Firma, yine Bahçesaray yolunda planlanan ‘Çığ tünelleri’nin prefabrik işlerini yapacak.
“İL-SA Beton Yönetim Kurulu Başkam Fazıl Kaplan, “2013 yılının Ekim ayında Türkiye’nin ilk kar tünelinin prefabrik kısmını bitirdik. 2 kilometre uzunluğundaki ‘kar tünelleri’, önümüzdeki yıl dış kaplaması tamamladıktan sonra ulaşıma açılacak” diye konuştu. Bunun yanı sıra yine Bahçesaray yolunda ‘çığ tünelleri’ uygulamasını yapacaklarını kaydeden Kaplan, şöyle devam etti: “Bölgede devam eden bu tür bir proje yok. Ancak, kış aylarında çığın geldiği Erzurum, Kars, Tunceli ve Sivas bölgeleri de bu tür ‘kar tünelleri’nin yapılabileceği alanlar.
“Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri tarafından bu bölgelere ‘kar tünelleri’nin yapılması için bizimle irtibat kuruldu ve görüşmelerimiz devam ediyor. Yetkililer, Bahçesaray’da yaptığımız 2 kilometrelik işin bitimini görmek istiyor. Önümüzdeki yıl ‘çığ tünelleri’ projesini de hayata geçirerek, Türkiye’deki diğer bölgelere örnek bir proje sunmuş olacağız.” (Emlakkulisi 06.2.2020 İL-SA çığ tünellerinin prefabrik işini yapacak! 27 Aralık 2013)
Görüldüğü gibi yıllardır çığ tehlikesi geçiren katliamın yaşandığı bölgede 2013 yılında çığ tünelleri yapılması planlanmaya başlamışlar ve 2014 yılında yaşama geçireceklerini belirtmişlerdir. Sonuç olarak Karabet Boğazı denilen yere Karabet kar tüneli yapımı 2014 yılında başlamış ve 2016 yılında bitmiştir.
“İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Karayolları 11. Van Bölge Müdürü Ahmet Turan Gülhaş, “Biliyorsunuz Van-Bahçesaray karayolunun 15. kilometresinde bulunan, kış aylarında yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle geçit vermeyen 3010 rakımlı Karabet Geçidi adeta sürücülerin korkulu rüyası olmuştu. Bizim yaptığımız Karabet Kar Tüneli ile sürücülerimizin bu kâbusu inşallah sona eriyor” demiş, vatandaşların artık çığ facialarında hayatını kaybetmeyecekleri iddia edilmişti.” (Gerçek gündem 5 Şubat 2020 )
Bu tünelin yetersiz kaldığı aşikar. Neden daha sık ve daha uzun kar tüneli yapılmamış. Bunun cevabını iktidardakilerin vermesi gereklidir.
Çığ tehlikesini önlemek için yamaçların ağaçlandırılması gerekirken hiçbir işlem yapılmamıştır. Yukarıdan gelen çığın karayoluna gelmesinden önce TOPLANABİLECEKLERİ ALANLAR yapılması da düşünülmelidir. Çığa karşı teknolojinin olanaklarından yararlanaılması gereklidir. Devlet neden acilen çığ tünellerini ihaleye çıkarıp yapmaz. Aslına bakarsanız bu tür halkın can güvenliğini birinci dereceden ilgilendiren çığ tünellerinin devlet eliyle ve son teknolojiyle yaptırılması gereklidir.
Bu konuda duyarlı olunmuş mudur? Bu konularda müteahhitlik yapan bir uzman inşaat mühendisine kulak verelim . Sonra düşünelim ihmal var mı yok mu?
7 şubat 2020 tarihli Saygı Öztürk’ün Sözcü gazetesindeki yazının ilgili bölümlerini okuyalım.
“ Üniversiteli Kadınlar Derneği 2. Başkanı Meral Güler, karayollarının tek kadın müteahhidi inşaat mühendisi Hülya Karadağlı Kaptan’ın çığla ilgili olarak yaptığı uyarıyı bildirdi. Van’ın Bahçesaray İlçesi ‘nde 41 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan çığ felaketi konusunda Hülya Hanım’ın söyleyecekleri vardı. Telefonda şunları anlattı:
“ Rize- İspir arasına 6 adet çığ tüneli yaptım. Yani bu konuda bilgili ve deneyimliyim. Çığ her yamaçta değil, belli bir eğimdeki yamaçlarda oluşur ki buralar “çığ havzası” diye adlandırılır. Çığ havzaları arazi incelemesi ve halk belleği yoklamaları ile belirlenebilen yerlerdir. Çıplak gözle bile görülür. Çünkü bu havzalar çırılçıplaktır. Önceki çığlar herşeyi alıp götürmüştür. Halka sorarsanız mutlaka çığ yaşamış yaşlı biri vardır.”
Biz işimizi yaparken, halkın uyarılarını ciddiye alıp inisiyatifimiz dahilinde zaman zaman çığ tünellerini 10-20 metre ileri-geri yapmışızdır. Çığ havzaları genellikle yerleşim merkezlerine denk gelmez. Çünkü deneyimler gereği o bölgelere yerleşim yapılmamıştır. Ama çığ havzalarından yollar geçer ve bu sebeple genelde araçlar çığ altında kalır.
Bu nedenledir ki yolların sadece çığ havzasına gelen kısmına tünel yapılması ,yolu ve araçları korur. Örneğin 200 metre tünel yaparak o havzadaki yolu koruma altına alırsınız. Böylece çığ, tünelin üstünden atlar gider ya da araçlar tünelin içinde kalır ve kurtulurlar.”
Hülya Hanım, 9 tünelden 6’sını bitirdiğinde devlet , çığ tüneli için daha fazla ödenek ayırmayı gereksiz buldu. Hülya Hanım “ Çığ havzaları rant ve gelir getirmez. Yapılan yapılar, sadece insanları afetten korumaya yöneliktir. Bu da niçin yatırım yapılmadığını açıklıyor. Oysa çığ korunulamayacak bir afet değildir. İhmal sebebiyle afete dönüşür” diyor.
Meslektaşımız Hülya Hanım’ın söylediklerine Halkçı mühendis ,mimar ve şehir plancıları olarak aynen katılıyoruz.
Çığ katliamının sorumlusu ödenek yetersizliğini öne süren iktidarlarındır. Eğer çığ tünellleri sık ve uzun yapılsaydı. Bu ölümler olmazdı.
Öncelik halkın can güvenliği olmalıdır. Bu çığ içinde geçerlidir, depreme dayanıklı yapılar yapılmaması içinde geçerlidir.. Güvenlir, sağlam çığ tünelleri ve depreme dayanıklı binalar acilen yapılmalıdır. Eğer insanlar ölmesin diyorsak toplumcu bir anlayışın egemen olması gereklidir. Halkçı mühendislere düşen görev bu konuda takipçi olmak ve halkımızı aydınlatmaktır. Haydi Görev başına .

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.