Şehir Planlama ve Mimari açıdan Köy Enstitüleri

Şehir insanın yeryüzündeki izidir.
Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları olarak bu ayda kaybettiğimiz büyük eğitim devrimcisi Köy Enstitüleri’nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’u saygıyla anıyoruz. Anısına kurucusu olduğu Köy Enstitülerini mimarlık ve şehir plancılığı disiplinlerinde değerlendiriyoruz.
“Mimarlık ve Şehir Planlama geniş bir tanımlamayla mekanın fiziki ve sosyal boyutlarını, geçmişten bugüne taşıdığı tüm bileşenleri ve sorunları ile birlikte araştırarak değerlendiren ve geleceğe dönük ekonomik, politik, işlevsel, sosyal ve fiziksel tasarımlar üreterek gelişimine yön veren çok disiplinli bir meslek alanıdır.
Planlama mesleği ve planlama çalışmaları günümüzde özellikle afet sakınımı amacıyla başlayan ama daha çok kentsel mekanın değişim değerini arttırma ekseninde faaliyet yürütülen , kentsel yenileme odaklı araçsal bir uğraş olarak sunulmaya ve algılanmaya başlamıştır. Mesleğin temel mottosu olan kamu yararını, toplumsal değerleri, evrensel şehircilik ilkelerini ve bilimsel doğruları savunma görevleri şehir plancılarının omuzlarındaki toplumsal bir ödev olarak varlığını sürdürmektedir.” [1]
Bir planlama sürecinde öncelikle yakın geçmiş ve mevcut durumun analiz edilmesi gerekmektedir.
Köy Enstitüleri İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın dünyayı kan gölüne çevirdiği, yoklukların, kıtlıkların en yoğun olarak yaşandığı bir dönemde kurulmuştur. Köy Enstitüleri’nin baş kurucularından Hasan Ali Yücel, o günün güçlüklerini Cumhuriyet Gazetesi’nin 17 Nisan 1955 tarihli nüshasında şöyle dile getiriyordu:
“II. Dünya Harbi hemen bütün küreyi sarmıştı, devlette para yok, vasıta yok. Tam bir çaresizlik. Yılmadık, ümitsizliğe düşmedik, köyde yaşayan nesilleri dalga, dalga arka, arkaya cehaletin karanlığına bırakmama azmimiz ve inancımız bize çare olmuştu.”
Okur yazarlık oranı oldukça düşüktür. Kırsalda yaşayan halk ziraat, sağlık gibi temel konularda bilgi ve beceri düzeyi oldukça düşüktür.Halk işsizlik ve pahalılık cehenneminde yanıyor, ithalata bağımlılık, sermayenin olmayışı, tarımsal üretimin azlığı gibi sorunlarla boğuşmaktadır.
Yapılacak olan planlamada hedefin belirlenmesi gerekmektedir.
Bir yerleşim yerine en iyi adapte olabilecek kişiler o yerleşim yerinde yaşayanlar olacaktır. Bu sebeple köylerde yetişmiş kişiler seçilmeliydi.
10 yıllık ve 20 yıllık planlamalar yapılması gerekiyordu. Hedef olarak 1956 yılı belirlenmişti. Hedef bütün ülkeye hizmet verecek öğretmen açığının kapatılmasıydı.
Köy ve kentler arasındaki, zenginle fakir arasında, kadın ve erkek arasındaki fırsat eşitsizliği hat safhadadır.
Köy Enstitüleri ana ulaşım güzergahlarına, tren yollarına yakın geniş tarıma elverişli kamu arazisi olan köylerde açılmalıydı.
Çünkü biliniyordu ki Ağalar, Tefeci-Bezirgânlar bir taraftan halkın aydınlanmasına karşı çıkarken, öte yandan da kendilerinin saydıkları toprakların bu şekilde, tüm halkın yararına kullanılmasına karşı çıkarlar. Sınıfsal karakteristikleri bunu gerektiriyor.
Devletin bütçesi kısıtlı olduğu için yapım maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Ama sağlam binalar yapılmalıdır. İmece usulü çözüm yolları geliştirilmelidir.
Birçok ülkelerdeki eğitim sistemleri bilinmektedir. Kendi kültürümüze değerlerimize uyduruk elbise gibi kalacağı için kopyalama yerine eğitim, ziraat, kalkınma ara yüzünde özel bir model tasarlanmalıydı.
Bunun için geniş alanlar bu günkü kampüs modeli gerekliydi. Yarışmalar düzenlenip projelendirilmesi planlanmalıydı.
Yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıydı. Ve saymakla bitmez, ortak akıl hedefi belirlemişti. Ülkenin kurtuluş yolunun eğitimden geçtiğini biliyorlardı.
Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Planciları olarak “Köy enstitü binaları koruma altına alınmalı,ranta kurban edilmemelidir.”başlıklı yazı yayınlamıştık aynı planlamayı Konya Ereğli İvriz Köy Enstitüsünde de görebiliriz.Yazımızı okumak için https://www.halkcimmsp.org/koy-enstitu-binalari-koruma-altina-alinmaliranta-kurban-edilmemelidir/
Tüm bu hedefler doğrultusunda uygulamaya geçildi.
1933 yılında oluşturulan, Köy Enstitü’lerine giden yolda önemli bir mihenk olan Kırsal Eğitimi İnceleme Komisyonu’nun yürüttüğü çalışmalar sonucunda çalışmalara başlandı.
Köy eğitmen kursları ve köy öğretmen okulları artık Köy Enstitü’lerine dönüşmüştü.
“1935 yılında İsmail Hakkı Tonguç’un dönemin İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne getirilmesiyle, Köy Enstitü’lerine dair kuramsal boyut, yasal adımlarla da desteklenmiştir. İsmail Hakkı Tonguç, o yıllardan müdürlükten ayrıldığı 1946 yılına kadar Köy Enstitüsü Sistemi’nin kuramsal, yasal ve pragmatik yönden gelişmesine yön veren başlıca isim olarak karşımıza çıkmaktadır.” (Toprak, 2008, s.14)
“İsmail Hakkı Tonguç’un yüz yüze, güvene dayalı ve eğitimin her kademesindeki bireye değer veren anlayışı ile şekillenmiştir. Bu anlayış, klasik eğitim yaklaşımına bir meydan okumadır. Onun eğitim yaklaşımı, Enstitü kampüslerindeki müdürden, öğretmene, usta öğreticiye ve öğrenciye dek yansımasını bulmuştur. Bu eğitim modeli ve yaşam biçimi, köy enstitüsü mezunlarının güçlüklerden yılmayan, üretken ve topluma yararlı bireyler olarak yetişmelerini sağlamıştır. Bunda, Tonguç’un eğitmen kursları ve Köy Enstitü’lerindeki her bireye insiyatif tanıyan bir yönetim anlayışına sahip olması etkili olmuştur “(Gümüşoğlu, 2014, s. 142).
On yıl içerisinde Köy Enstitü’lerine alınarak yetiştirilecek öğretmen sayıları belirlenmişti.
10 Yıl İçinde (1946-1956) Köy Enstitülerine Alınarak Yetiştirilecek Öğretmen ve Eğitmen Sayılarının Enstitülere Dağılımı. Kaynak: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, 1945, s. 348 (İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı arşivinden erişilmiştir).
Bütün çalışmalar Planlama doğrultusunda yapılmıştır. Binalar yapılmadan önce mimari disiplinde vaziyet planları belirlenmiş. Tüm derslik, lavabo, tarımsal alanlar, spor sahaları, toplanma merkezleri, tiyatro alanları, hayvan yetiştirme alanları kişisel sayılara göre belirlenerek planlanmıştır.
Yer seçimlerinde planlamaya esas kalınmıştır.
Köy Enstitüleri kuruluş yerleri ve etkileme alanları
Köy Enstitüsü Yöreye Özel ve Öne Çıkan Üretimler:
Çifteler Köy Enstitüsü (Eskişehir) At yetiştiriciliği, küçükbaş hayvancılık, başta buğday, arpa, yulaf, mercimek, bakla, patates, bağcılık, meyve bahçeleri ve çeşitli sebzeler
Gölköy Köy Enstitüsü (Kastamonu) İpek böcekçiliği, tuğla yapımı, sebze ve meyve bahçeleri, tavukçuluk, süt üretimi, peynircilik, besi sığırcılığı, yulaf ekimi, arıcılık
Kepirtepe Köy Enstitüsü (Kırklareli) Ayçiçeği, sanayi bitkileri, ıhlamur ağaçları, arıcılık, sebze ve meyve bahçeleri, mısır, buğday, yulaf, arpa, bakla, mercimek, soğan, sarımsak ve pancar ekimi
Kızılçullu Köy Enstitüsü (İzmir) Üzüm bağları, zeytincilik, tütün ekimi, pekmez yapımı, şarap yapımı, ipek böcekçiliği, sebze bahçeleri, süt hayvancılığı, peynir yapımı
Akçadağ Köy Enstitüsü (Malatya) Kayısı üretimi, meyve bahçeleri, buğday üretimi
Akpınar Köy Enstitüsü (Samsun) Arıcılık, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri, reçel yapımı, konserve yapımı
Aksu Köy Enstitüsü (Antalya)Narenciye bahçeleri, zeytin bahçeleri, zeytin yapımı, bağcılık, pekmez yapımı, sebze bahçeleri, küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık
Arifiye Köy Enstitüsü (Kocaeli) Balıkçılık (Sapanca Gölü’nde ve İzmit Körfezi’nde), balık konserveciliği/ salamura/tuzlama alanları, meyve ve sebze bahçeleri
Beşikdüzü Köy Enstitüsü (Trabzon) Balıkçılık (Hopa’dan Samsun’a kadar Karadeniz’de), balık konserveciliği/ salamura/tuzlama alanları, deniz motoru yapımı, fotoğrafçılık, kunduracılık, kök boya yapımı, demircilik, marangozluk, biçki-dikiş
Cılavuz Köy Enstitüsü (Kars) Kiraz ağaçları, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, patates ekimi, arıcılık, meyve bahçeleri, hidroelektrik santrali yapımı&elektrik üretimi
Düziçi Köy Enstitüsü (Adana) Bağcılık, pekmez üretimi, at çiftliği, pamuk üretimi, meyve ve sebze bahçeleri, büyükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık
Gönen Köy Enstitüsü (Isparta) Gül bahçeleri, gül yağı yapımı, bağcılık, pekmez üretimi, seracılık, yün eğirme ve ip yapımı, kök boyama, dokumacılık, halıcılık, kiraz ve vişne bahçeleri, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri, baklagil üretimi, süt sığırcılığı, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık
Pazarören Köy Enstitüsü (Kayseri) Sebze bahçeleri, buğday, arpa, çavdar, mısır, mercimek, patates, çeşitli sebzeler, Zamantı Irmağı kenarındaki çiftlikte at, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı
Savaştepe Köy Enstitüsü (Balıkesir) Zeytin bahçeleri, zeytin yapımı, bağcılık, pekmez yapımı
Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü (Ankara) Bağcılık, koyun ve tiftik keçisi yetiştiriciliği, arıcılık, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri
İvriz Köy Enstitüsü (Konya) Arıcılık, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri (elma, kayısı, şeftali, armut, vişne vb.), bağcılık, şeker pancarı, nohut, mısır, yonca, buğday
Pamukpınar Köy Enstitüsü (Sivas) Arpa, yulaf ve buğday ekimi, büyükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, meyve bahçeleri (elma, erik vb.)
Pulur Köy Enstitüsü (Erzurum) Süt hayvancılığı, peynir ve yoğurt üretimi, sebze bahçeleri, buğday ekimi
Dicle Köy Enstitüsü (Diyarbakır) Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, kavun, karpuz, buğday, arpa, pirinç, mercimek, baklagiller, pamuk, sebze bahçeleri, meyve bahçeleri (kayısı, ceviz, bâdem, nar, dut, armut), bağcılık
Ortaklar Köy Enstitüsü (Aydın) Zeytin bahçeleri, zeytin yapımı, incir bahçeleri, pamuk ekimi, sebze ve meyve bahçeleri, buğday ekimi, süthane, kümes hayvancılığı
Ernis Köy Enstitüsü (Van) Sebze ve meyve bahçeleri, kavun, karpuz, buğday, arpa, çavdar, fasulye, şekerpancarı, patates, yem bitkileri
İmece usulü çalışmalarla sağlam binalar inşaa ediliyordu.Açık hava tiyatroları bile inşaa etmişlerdi.
“Öğrenciler Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nün açık hava tiyatrosu inşaatında. “Kaynak: Özel, 2000, s. 103
Planlama düzgün bir şekilde işletilmişti ve başarıya ulaşıldı.
Peki ya sonra;
Köy Enstitüleri 80 yıl önce, 10 yıl gibi kısa bir zaman diliminde ülkemizde bilimsel, laik eğitimi köylere kadar indirmiş, öğretmen yetiştirmede, 110 yılda ulaşılan sayı aşılmış, öğretmen sayısı 6 binden 20 bine, okul sayısı 5 binden 17 bine, öğrenci sayısı 380 binden 1,5 milyona çıkarılmıştı.
Dönemin toprak ağaları ve bezirgânları “Köy Enstitüsü’nde komünist yetiştiriliyor” kara propagandası yaparlar. Bir gün bayrak direğine kızıl bir bayrak astırırlar. Herkesin kimin yaptığını bildiği bu provakatif olay sonucunda, bazı öğretmenler tutuklanır, hapse atılır.
Diğer Köy Enstitüleri gibi Düziçi’nde de kız öğrenciler ile ilgili yalan, yanlış, soysuzca iftiralar atılır. Daha sonraki yıllar kız öğrenciler yerlerinden kilometrelerce uzaktaki İzmir Kızılçullu Köy Enstitüsü’ne gönderilir. O yıllarda, toprak reformunu yapıp toprak ağalarının tasfiye edemeyen, ABD tarafından üretilen “Sovyetler Birliği Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istiyor” yalanına inandırılan Hükümet, Kurtuluş Savaşı’nda ülkemize en çok yardım eden bu
ülkeye sırtını döner.
Amerika Birleşik Devletleri’yle “stratejik ilişkilerimiz” hızla gelişir. Milli Eğitim Bakanlığı’nda ABD’li uzmanlar görev almaya başlar…
Köylüyü karanlıktan kurtaran Köy Enstitüleri çok fazla karalanan bir kurum haline getirilir. Bu kurumların mimarları Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç görevden alınır. Köy Enstitüleri’ne karşı olan Reşat Şemsettin Sirer Milli Eğitim Bakanı yapılır. Kılavuzu ABD olan bir ülke oluruz artık. Bu nedenle başımıza gelmedik bela kalmaz…
On binlerce öğretmenin hızlı bir şekilde yetiştirildiği Köy Enstitüleri kapatıldığı için ileriki yıllarda ciddi öğretmen açığımız olur. 1960’lı yıllarda ortaokul mezunları jet öğretmen yapılır. 1970’li yıllarda hızlandırılmış eğitim ile lise mezunları öğretmen yapılır. En son 1995’te bütün yüksekokul mezunlarına bir kez olmak üzere öğretmen olma hakkı verilir.
Köy Enstitüleri ülkemizdeki her türlü ileri gidişin dayanak noktası olmuştur. Köy Enstitüleri’nden yetişen öğretmenlerin yetiştirdiği öğretmen, doktor, mühendisler, ziraatçılar ülkemizin gereksindiği yetişmiş insan ihtiyacını uzun süre karşılamıştır.
Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları olarak biliyoruz bizleri yetiştiren öğretmenlerden biri mutlaka Köy Enstitülü bir öğretmenin yetiştirdiği öğretmendir. Ülkemize bu kadar yararı olan ve Parababalarının dümenleriyle ortadan kaldırılan Köy Enstitüleri’nin anısı yaşatmak, vatandaşlık görevimiz olmalıdır.
Kaynaklar :İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü
Tablolar
Gül Şimşek Atatürk Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Erzurum
Cansın Mercanoğlu Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Şehir Planlama Lisansüstü Programı, Ankara