“Halk can derdinde, parababaları rant derdinde”

“Hukuka uydurmakta” yada “hukuksuz “iş yapmakta profesyonellerin yeni yönetmeliği
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 24 Ekim 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Öncelikle anayasamızdaki tanıma bakalım.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
- Madde
Kıyılardan Yararlanma
Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.
“Hukuka uydurmakta” yada “hukuksuz “iş yapmakta profesyoneller yönetmelik değişikliği ile denizleri doldurarak yeni pazar alanları çıkartmaya, talanı yağmayı açık hale getirmeye, İzmir depreminin acısı daha tazeyken dolgu alana yapılacak binalarla yıkıma muhtemel sebebiyet vermeye sözün özü doğayı talan edip bir avuç parababasının talanına göz yumulmaya devam ediliyor.
Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde yer alan “Kıyı Kenar Çizgisi” tanımının son paragrafı, “Kısmi Yapılaşma” tanımının (c) ve (d) bentleri ile “Liman”, “Balıkçı Barınağı”, “Sosyal ve Teknik Altyapı” tanımları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; “Tekne İmal ve Bakım Yeri” tanımında yer alan “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca” ibaresi “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca” olarak değiştirilmiş; aynı maddeye “Barınak”, “Tonoz Sistemleri”, “Rekreatif Amaçlı İskele” tanımları eklenmiştir.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201024-2.htm
Peki bu tanımların içeriği de yönetmelikte net olarak verilmiş.
“Liman: Gemilerin personel, yolcu indirip-bindirme, yükleme-boşaltma, bağlama, barınma ve beklemelerine elverişli yeterli su derinliğine sahip, teknik ve sosyal altyapı tesisleri, yönetim, destek, bakım-onarım ve depolama birimleri bulunan tabii veya suni olarak rüzgâr ve deniz tesirlerinden korunmuş kıyı yapılarıdır.”
“Balıkçı Barınağı: Balıkçı teknelerine hizmet vermek amacıyla dalgakıranla korunmuş, yöre balıkçılarının ihtiyacına yetecek kadar havuz ve geri sahaya sahip, bağlama rıhtımları ve iskeleleri ile suyu, elektriği, ağ kurutma sahası, çekek yeri, emsali kara alanının %2’sini, yüksekliği 6,50 metreyi (2 katı) aşmayan; sosyal ve teknik altyapı tesisleri ve takılıp sökülebilir elemanlarla inşa edilen yönetim birimi, deniz ürünlerine geçici depolama ve satış üniteleri bulunan kıyı yapılarıdır.”
“Sosyal ve Teknik Altyapı Tesisleri: Kıyıda yapılması zorunlu olan yapı ve tesislere hizmet veren ve kıyının kamu yararına kullanılmasını sağlayan, dalgakıran, kontrol kulesi, deniz feneri, trafo, su deposu, çekek rampası, biyolojik ve kimyevî arıtma sistemi, atık kabul tesisi, elektrik, su, sağlık ünitesi, PTT, Faks, TV teçhizatı, yağ ve çöp toplama konteynerleri, yangın şebekesi veya itfaiye tesisi, lift sistemi, saniter üniteleri, otopark, yaya yolları, meydan, ibadet yeri, yeşil alan, çocuk bahçesi ve park ve benzeri altyapı tesisleri ile deniz araçları ve gümrüklü sahalarda deniz taşımacılığında kullanılan deniz ve kara taşıtlarına hizmet vermek üzere akaryakıt ikmal imkanı veren sistem veya ünitedir.”
“Barınak: Münhasıran kamusal hizmetlerde kullanılan gemiler, gezinti (tenezzüh) gemileri, turistik amaçlı olta balıkçılığı gemileri ile boyu 15m.den küçük özel teknelerin barınmaları veya geçici olarak konaklamaları maksadıyla yeterli su alanı ve derinliğe sahip, emsali kara alanının %5’ini, tek katlı yapılması halinde yüksekliği 4,50m.yi, asma kat yapılması halinde yüksekliği 5,50m.yi aşmayan yönetim birimlerini içeren kıyı yapısıdır.”
“Tonoz Sistemleri: Korunaklı deniz alanlarında, doğal koy ve ada çevreleri gibi alanlarda kıyıya fiziki bağlantısı olmayan yüzer iskelelerin ve/veya şamandıraların deniz dibine atılan tonoz veya kazık ile sabitlenmesi ile özel tekne ve yatların emniyetli bağlama ve barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan, tekli veya çoklu bağlama imkânı sunabilen sistemlere sahip tesistir.”
“Rekreatif Amaçlı İskele: Kıyının kayalık karakter gösterdiği ya da kıyının kumluk veya çakıllık olmasına rağmen niteliği gereği su alanından başka türlü faydalanılmasının mümkün olmadığı zorunlu hallerde yapılan, yolcu ve yük indirme-bindirme ve yanaşma yapılmayan, denize girme, güneşlenme, amatör su sporları gibi faaliyetleri içeren ve genişliği 3m.yi geçmeyen, platform niteliği taşımayan, usul ve esasları, 2634 sayılı Kanun kapsamındaki alanlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken, diğer alanlarda ise Bakanlıkça belirlenen, imar planına konu edilmeyen kıyı yapılarıdır.”
Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları olarak Eğirdir’den, UzunGöl’den, Salda’dan biliyoruz.
Gün geçmiyor ki, yerli-yabancı Parababaları ve onların siyasi iktidarlarınca Doğaya, Çevreye, Tarihe ve İnsana yeni bir saldırı yapılmasın…
Yapılan saldırılan karşısında bölge halkı ve onurlu duruş sergileyen hukukçular dava açıyorlar.
Örnek verecek olursak. Salda Gölü’nün yağmalanması kararını alan ve uygulamaya koyan başta Erdoğan olmak üzere, ilgili bakanlar, TOKİ Başkanı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Üyeleri hakkında Halkın Kurtuluş Partisi suç duyurusunda bulunmuştu.(10.09.2019)
“Hukuka uydurmakta” yada “hukuksuz “iş yapmakta profesyoneller yönetmelik değişiklikleri ile Doğaya, Çevreye, Tarihi, İnsanı hiçe sayarak iş kılıfına uydurmaya çalışıyor.
Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları olarak ranta, talana, yağmaya izin vermeyeceğiz. Kendisini çevre örgütü olarak , STK olarak tanımlayanların çevrecilerin sadece bölge halkı değil bütünlüklü bir mücadele hattına girmesi gerekmektedir. Onurlu hukukçuları süreçle ilintili hukuki mücadele etmeye çağırıyoruz. Bu yönetmelik değişikliğine itiraz ediyoruz. Halkçı Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları olarak Doğaya, Çevreye, Tarihe İnsana karşı nerede bir haksızlık ve hukuksuzluk varsa orada olmaya devam edeceğiz. Takipçisiyiz.