Beklenen oldu.1 Mayıs’ta jeotermal santralinde patlama doğaya zarar verdi.

BEKLENEN OLDU . 1 MAYIS’TA JEOTERMAL SANTRALİNDE PATLAMA DOĞAYA ZARAR VERDİ.
Halkımıza koronavirüs yüzünden sokağa çıkma yasağı uygulanırken, 1 mayıs 2020 tarihinde Efeler Belediye sınırları içinde yer alan bir zeytinlik arazide kuyu kazma çalışması sırasında patlama meydana geldi. Çevreye korkulu anlar yaşatan patlama da insan kaybı olmaması sevindirici. Yerleşim yerinden uzakta oluşu nedeniyle halka zarar vermeyen patlama 2500 metre derinlikten çıkan 160 derece sıcak suyun patlaması ile 40 metre yüksekliğe kadar çıkmıştır. Bu patlama 5 saat süre ile önlenememişti Dikilitaş mevkiinde meydana gelen patlamada yaklaşık 160-170 dereceyi bulan sıcak su ve gazlar gökyüzüne yükseldi. 20-30 metre yüksekliğe kadar ulaşan sıcak akışkan daha sonra yağmur şeklinde etrafa yayılıyor. Akışkanla birlikte yeraltından Aydınlıların “çürük yumurta kokusu” diye tarif ettikleri hidrojen sülfür gazı yayıldı.
Arazinin zeytinlik olması nedeniyle halkın tepkisini çeken Jeotermal sahasında 5 yıldır çalışma yapılmamıştır. Daha öncede kuyu açılması işleminden halkın tepkisi nedeniyle vaz geçilmiştir.
1 Mayıs İşçi Bayramında ve sokağa çıkma yasağı olduğu halde bu sahada sondaj çalışması yapılması yasal değildir. Kırsal alanda üreticilere sokağa çıkma yasağı uygulanmaz iken bu jeotermal sahasında çalışanlar nasıl çalışabiliyor ?
1 mayıs 2020 tarihli Cumhuriyet gazetesinin haberine göre “ Aydın’ın Efeler ilçesinde daha önce mühürlendiği ve çalışmasının yasak olduğu belirtilen jeotermal santralin sondaj çalışması sırasında patlama meydana geldi.
Aydın’ın Efeler ilçesinde kurulması planlanan jeotermal santralin sondaj çalışması sırasında sıcak suyun basıncıyla patlama meydana geldi. Patlamanın etkisiyle yerin derinliklerinden fışkıran yüksek basınçtaki sıcak su, yaklaşık 40 metre yükseldi.”
Bu jeotermal santrali yargı süreci nedeniyle mühürlü ise nasıl çalışmasına izin veriliyor? Çalışma yasağı varsa neden denetlenmiyor?
5 saat süresinve yüksek basınç ve sıcak su nedeniyle kontrol altına alınamayan patlamanın çevredeki arazilere vereceği zararın faturasını kim ödeyecek? Doğanın dengesini bozacak olan bu patlama çevre sağlığına zarar vermeyecek mi? Bu olağan bir durum. Bu tip kazalar olabilir. İnşallah burada büyük bir hasar görmeden olayı kapatabilirler. Boruların ağzında vanalar vardı. O vanada meydana gelen bir arıza bunun tutulmasını önlemiş.
MB Holding Şirketinin Onursal Başkanı gayet pişkince “Bu olağan bir durum. Bu tip kazalar olabilir. İnşallah burada büyük bir hasar görmeden olayı kapatabilirler. Boruların ağzında vanalar vardı. O vanada meydana gelen bir arıza bunun tutulmasını önlemiş.” (Yeni Haber 01.05.2020 ) demektedir.
O zaman şirket neden iş güvenliği önlemini almamıştır. Vanalar arızalı ise neden kontrol yapılmadan sondaj çalışmasına başlanmıştır? Bu soruların cevabını veremeyen yüklenici firma patlamadan sorumludur. Üretim kuyusunun uzun süredir aktif olmadığı ve biriken gazın basınçla dışarıya çıktığı valilikçe açıklanmıştır.
Bu ihmal neden? Pasif olan kuyuda gaz birikmesi oluyor. Gaz neden boşaltılmadan bırakılıyor. Gazın aktif hale gelmesi yanında jeotermal sondaj yapılmasından sonra olması hep iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğu ya da hiçbir önlem alınmadığını gösteriyor. Bakım yapan şirket bakın ne diyor?
“KEN KİPAŞ Enerji AŞ’den yapılan yazılı açıklamada, firmalarına ait AY-17 adlı kuyularında basıncı ayarlayan vanada arıza meydana geldiği belirtildi. “Kuyunun tüm yasal izinlerinin olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kuyumuzda 29 Nisan 2020’de saat 14.30’da başlattığımız periyodik bakım işlemi sırasında 1 Mayıs 2020 saat 12.00’de bugüne kadar hiç karşılaşılmayan, basıncı ayarlayan vanada arıza meydana gelmiştir. “
Sadece bakımdan söz ediliyor. Peryodik bakım esnasında neden öncelikli olarak birikmiş gaz boşaltılmıyor.Boşaltma öncelikli olarak yapılsaydı patlama gaz sıkışmasından dolayı olmazdı. Peryodik bakım esnasında aynı arazide sondaj kazısı yapılması doğru mudur?
Ay 17 Üretim kuyusunun KEN-1 JES’e bağlamak için yapılan yapılan sondaj kazısından firma söz et miyor. Sadece tüm yasal izinler olduğu söyleniyor ancak idari yargıda şikayetler üzerine davaların sürdüğü ve kuyunun mühürlendiği saklanıyor. Gerek firmalar,gerek valilik bu gerçeği açıklamıyor.
Aydın Valiliği ise iş kazası olduğunu belirterek firmanın ikaz edildiğini belirtmiştir. Bu ne biçim devlet anlayışıdır ki bir patlama meydana geliyor, 5 saat süresince çevreyi kirletiyor, firma sadece bu olayların bir daha olmaması için ikaz ediliyor.
Efeler Belediyesi duyarlı davranıp şirket hakkında tutanak tuttu. “Efeler Belediyesi’ne ait “Gaz Ölçüm Cihazı” ile olay yerinde ölçüm yaptı. Ölçüm sonuçları tutanak ile ilgili resmi kurumlara verilecek.”
Başkan Mehmet Fatih Atay patlama konusunda , “Yapılan işlemlerin kontrolsüz olarak yapıldığı zaman ne kadar tehlike arz ettiğini görüyoruz. Biz en başından beri söylüyoruz, bu kurulan tesislerin yerleşim yerlerinden ve üretim yapılan alanlardan uzak olması gerekiyor. Biz çevreye zarar veren şirketlere ruhsat verdirmemeye çalışıyoruz. Çevreye ve insana zarar veren böyle işletmelere ruhsat verilmesini insanın aklı almıyor. Yerleşim yerlerinin ve tarlaların içlerinden borular geçiyor. Böyle rezillik olabilir mi? Bugün yaşanılan olayla, tehlikenin ne kadar büyük olduğu ortada. Biz kimsenin para kazanmasına karşı değiliz. Herkes işini kurallarına göre yapacak.” diye konuştu.” Belediye Başkanı’nın bu duyarlığı karşısında Valilik daha önce de gaz ölçüm cihazlarının belediyece alınmasına ve ölçüm yapılmasına karşı çıkmıştı.Ancak Halkçı Başkan kararlı bir şekilde halka zarar veren jeotermal şirketlerin kaçak çalışmalarına ve çevreyi kirletmelerine karşı teknik kadrolarını 1 Mayıs taki patlamada olduğu gibi harekete geçirmiştir. Jeotermal santrali için döşenen boruların da arazilere zarar verdiğini, kokuların Efeler mahallesini yaşanamaz hale getirdiğini yaşayarak görmüştür. Korona virüsü fırsata çeviren Efeler mahallesindeki diğer şirketlerinde halkla birlikte takipçisi olmuştur. Efeler Belediye Başkanının halkçı mücadelesini destekliyoruz.
Efeler’e bağlı Yılmazköy’de saat 13:00 sıralarında meydana gelen sıcak su patlamasıyla ilgili Aydın Valiliği tarafından açıklama yapıldı. Aydın Valiliği tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:. Bugünkü yaşanan olay ise bir iş kazası olarak değerlendirilmekte olup, firma yöneticilerine bu tip olayların bir daha yaşanmaması için ikazlar yapılmıştır, Kamuoyuna saygı ile duyurulur.” (www.aydinkulis.com01.05.2020)
Bilinen gerçek bu patlamanın olduğu kuyu yargıdaki davalar nedeniyle mühürlü ise bakım çalışmaları kaçak yapılmaktadır. Belediyenin uyarılarına rağmen bu çalışmalar devam ettiği gibi diğer santrala bağlanması için sondaj kazısı yapılmaktadır. Yani hukuk ve mühürleme işlemi hiçe sayılmaktadır.
1 Mayıs ve salgın yasağı hiçe sayılarak sondajda çalışan ve peryodik bakım yapım esnasında çalışan işçilerin güvenliği hiçe sayılarak yapılan kaçak çalışma sırasında biriken gazın sıkışması sonucu buharlı gazın püskürmesi ve yağmur gibi yağması zeytinliklere, komşu arazilere zarar vermiştir. Bu işlem affedilecek ve yok sayılacak , ikazlarlarla giderilecek bir olay değildir. Doğaya,çevreye, insan sağlığına zarar veren jeotermal santral derhal durdurulmalı, verilen dava konusu olan ruhsat iptal edilmeli, santral kapatılmalıdır. İncir ve zeytinleriyle ünlü Yılmazköy’ de ve Efeler Mahallesinde yaşayan halkın sağlığı düşünülmelidir. Koronavirüs sokağa çıkma yasağı sürerken yangından mal kaçırırcasına kaçak yapılan jeotermal işlemleri hakkında ikaz değil yasal işlem başlatılmalıdır.
Doğasever Halkçı Mühendis,mimar ve şehir plancıları olarak 1 mayıs günü yapılan bu çalışmayı protesto ediyoruz. Doğru yer seçimi ile fen ve sanat kurallarına uygun yapılacak tekniğe karşı olmadığımızı, aksine son modern teknik ile yapılan, halka zarar vermeyen her türlü çalışmaya destek olacağımızı belirtiyoruz. Zeytinliklerde amacı dışında yapılan çalışmaların yanlış olduğunu, bu işlemlerden vazgeçilmesini, zeytinliklerimizin ve incir ağaçlarının korunmasını savunuyoruz. Topraklarımızın jeotermal şirketlerine, sit alanlarımızın rantçılara,maden ocaklarına peşkeş çekilmesine karşı kararlıca mücadele edeceğiz ve takipçisi olacağız. Halkımıza ve meslektaşlarımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor ve yerine getirmede kararlıyız. Halkımızı ve meslektaşlarımızı çevre,doğa,sit alanları tahribatına karşı mücadele eden halkımıza sahip çıkmaya ve örgütlü mücadele vermeye çağırıyoruz.
1 MAYIS’TA JEOTERMAL SANTRALİNDE PATLAMA DOĞAYA ZARAR VERDİ.Yazımızı ve kaynak dökümanı pdf olarak indirerek okuyabilirsiniz.https://drive.google.com/file/d/1E7apy2bLCCWPAt8MfZundY-i_QoiJAlv/view?usp=sharinghttps://drive.google.com/file/d/1H_dlz0yzaCzkIrnYqQelJXA1aDkJXCgS/view?usp=sharingHalkımıza koronavirüs yüzünden sokağa çıkma yasağı uygulanırken, 1 Mayıs 2020 tarihinde Efeler Belediye sınırları içinde Dikilitaş mevkiinde yer alan bir zeytinlik arazide kuyu kazma çalışması sırasında patlama meydana geldi. Çevreye korkulu anlar yaşatan patlama da insan kaybı olmaması sevindirici. Yerleşim yerinden uzakta oluşu nedeniyle halka zarar vermeyen patlama 2500 metre derinlikten çıkan 160 derece sıcak suyun patlaması ile 40 metre yüksekliğe kadar çıkmıştır. Bu patlama 5 saat süre ile önlenemedi. Patlamada yaklaşık 160-170 dereceyi bulan sıcak su ve gazlar gökyüzüne yükseldi. 20-30 metre yüksekliğe kadar ulaşan sıcak akışkan daha sonra yağmur şeklinde etrafa yayıldı. Akışkanla birlikte yeraltından Aydınlıların "çürük yumurta kokusu" diye tarif ettikleri hidrojen sülfür gazı yayıldı.Arazinin zeytinlik olması nedeniyle halkın tepkisini çeken Jeotermal sahasında 5 yıldır çalışma yapılmamıştır. Daha öncede kuyu açılması işleminden halkın tepkisi nedeniyle vaz geçilmiştir.Çürük yumurta kokusu diye tarif edilen hidrojen sülfür gazı nedir? Gaz Boşalımlarının Bileşimi ve etkileri nelerdir?Hidrojen sülfür (H2S) renksiz, yanıcı ve yüksek derecede toksik bir gazdır. Endüstriyel faaliyetlerle meydana gelen H2S salınımları istenmeyen kokulara ve aşınmaya neden olur. Düşük dozlarda bile merkezi sinir sistemi üzerinde etkiye sebep olur.Çevresel perspektiften bakıldığında en önemli kirletici gazlar, 9 Karbondioksit (CO2, genellikle en önemli bileşen) 9 Hidrojen sülfit (H2S) 9 Amonyak (NH3) 9 Cıva (Hg) 9 Borik Asit (H3BO3) olarak verilebilir. Gaz atıklar metan ya da etan ve radon gibi hidrokarbonlar içerebilirler; fakat bu bileşenlerin çevreye zararlı etkileri daha azdır. Buhardaki kirleticilerin konsantrasyonları rezervuar jeokimyası ve güç üretimi şartlarına bağlıdır. Başlangıç buhar ayırımı boyunca eğer gerekli ise sıvı rezervuardaki kirleticiler kısmen yada tamamen buharlaşa bilirliklerine bağlı olarak buhar faza transfer edilebilirler. Arsenik (As) gibi buharlaşa bilirliği düşük olan kirletici ayırım sırasında sıvı fazda kalır. Borik asit ve amonyak’ın buharlaşa bilirliği düşüktür; fakat ayırımın gerektirmediği buhar baskın arazilerde buharda önemli konsantrasyonlarda elde edilebilirler. Öte yandan hidrojen sülfür ve cıva daha buharlaşabilir ve CO2 çok buharlaşır. Orijinal jeotermal akışkanın bu bileşenleri çoğu ayırımda buhar faza transfer olur.Atık gazın atmosferde dağılma oranı çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlar; 9 Meteoroloji ve topografya 9 Deşarjın yapısı (direkt atık yada soğutma kulesi atığı) 9 Gaz kirleticilerin kimyasal stabilitesidir .(Ekte PDF) Çevre sorunlarını ekte paylaştığımız PDF ten daha detaylı olarak bakabilirsiniz.Valilik, KEN KİPAŞ Enerji AŞ ve MB Holding Şirketinin Onursal Başkanınca da patlama ile ilintili açıklamalar yapıldı yapılan açıklamalar birçok soru işaretine yol açtı.MB Holding Şirketinin Onursal Başkanı gayet pişkince “Bu olağan bir durum. Bu tip kazalar olabilir. İnşallah burada büyük bir hasar görmeden olayı kapatabilirler. Boruların ağzında vanalar vardı. O vanada meydana gelen bir arıza bunun tutulmasını önlemiş.” (Yeni Haber 01.05.2020 ) demektedir. Bu bize maden kazalarında yapılan açıklamaları hatırlattı.O zaman şirket neden iş güvenliği önlemini almamıştır. Vanalar arızalı ise neden kontrol yapılmadan sondaj çalışmasına başlanmıştır? Bu soruların cevabını veremeyen yüklenici firma patlamadan sorumludur. Üretim kuyusunun uzun süredir aktif olmadığı ve biriken gazın basınçla dışarıya çıktığı valilikçe açıklanmıştır. Bu ihmal neden? Pasif olan kuyuda gaz birikmesi oluyor. Gaz neden boşaltılmadan bırakılıyor. Gazın aktif hale gelmesi yanında jeotermal sondaj yapılmasından sonra olması hep iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğu ya da hiçbir önlem alınmadığını gösteriyor. Bakım yapan şirket bakın ne diyor? “KEN KİPAŞ Enerji AŞ'den yapılan yazılı açıklamada, firmalarına ait AY-17 adlı kuyularında basıncı ayarlayan vanada arıza meydana geldiği belirtildi. “Kuyunun tüm yasal izinlerinin olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kuyumuzda 29 Nisan 2020'de saat 14.30'da başlattığımız periyodik bakım işlemi sırasında 1 Mayıs 2020 saat 12.00'de bugüne kadar hiç karşılaşılmayan, basıncı ayarlayan vanada arıza meydana gelmiştir. “Sadece bakımdan söz ediliyor. Periyodik bakım esnasında neden öncelikli olarak birikmiş gaz boşaltılmıyor. Boşaltma öncelikli olarak yapılsaydı patlama gaz sıkışmasından dolayı olmazdı. Periyodik bakım esnasında aynı arazide sondaj kazısı yapılması doğru mudur? Ay 17 Üretim kuyusunun KEN-1 JES’e bağlamak için yapılan sondaj kazısından firma söz etmiyor. Sadece tüm yasal izinler olduğu söyleniyor ancak idari yargıda şikayetler üzerine davaların sürdüğü ve kuyunun mühürlendiği saklanıyor. Gerek firmalar gerek valilik bu gerçeği açıklamıyor. Aydın Valiliği ise iş kazası olduğunu belirterek firmanın ikaz edildiğini belirtmiştir. Bu ne biçim devlet anlayışıdır ki bir patlama meydana geliyor, 5 saat süresince çevreyi kirletiyor, firma sadece bu olayların bir daha olmaması için ikaz ediliyor. Valiliğin açıklamasında Tarlalara yayılması önlendi ifadesi yer aldı. Patlamanın görüntülerinde de görüldüğü üzere patlamanın yan tarafında iş makinası toprağı kazma işlemi gerçekleştirmektedir. Fakat çocuk bile bilir ki bu kadar dışarı çıkan akışkanın buhar olarak partiküller halinde dağılması ve o açılan alanda birikmesi tarım arazilerine dağılmasının önlenmesi imkansızdır. Yine valiliğin talimatıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve YİKOB personelleri tarafından Jeotermal Santraller sürekli denetlenmektedir. Yaz bu talimatta Yaz ve kış aylarında ikişer aylık periyotlarla yaptırılması ve kamuoyu ile paylaşılması geçmektedir. İkazlar yaparak sadece bu kadar uzun süreli periyotlarla denetleme yaparak iş yürütmenin nedenli doğru olduğu insan sağlığı ve doğa açısından soru işaretleri taşımaktadır. Efeler Belediyesi duyarlı davranıp şirket hakkında tutanak tuttu. “Efeler Belediyesi’ne ait “Gaz Ölçüm Cihazı” ile olay yerinde ölçüm yaptı. Ölçüm sonuçları tutanak ile ilgili resmî kurumlara verilecek.”Başkan Mehmet Fatih Atay patlama konusunda, “Yapılan işlemlerin kontrolsüz olarak yapıldığı zaman ne kadar tehlike arz ettiğini görüyoruz. Biz en başından beri söylüyoruz, bu kurulan tesislerin yerleşim yerlerinden ve üretim yapılan alanlardan uzak olması gerekiyor. Biz çevreye zarar veren şirketlere ruhsat verdirmemeye çalışıyoruz. Çevreye ve insana zarar veren böyle işletmelere ruhsat verilmesini insanın aklı almıyor. Yerleşim yerlerinin ve tarlaların içlerinden borular geçiyor. Böyle rezillik olabilir mi? Bugün yaşanılan olayla, tehlikenin ne kadar büyük olduğu ortada. Biz kimsenin para kazanmasına karşı değiliz. Herkes işini kurallarına göre yapacak.” diye konuştu.” Belediye Başkanı’nın bu duyarlığı karşısında Valilik daha önce de gaz ölçüm cihazlarının belediyece alınmasına ve ölçüm yapılmasına karşı çıkmıştı. Ancak Halkçı Başkan kararlı bir şekilde halka zarar veren jeotermal şirketlerin kaçak çalışmalarına ve çevreyi kirletmelerine karşı teknik kadrolarını 1 Mayıs’taki patlamada olduğu gibi harekete geçirmiştir. Jeotermal santrali için döşenen boruların da arazilere zarar verdiğini, kokuların Efeler mahallesini yaşanamaz hale getirdiğini yaşayarak görmüştür. Korona virüsü fırsata çeviren Efeler mahallesindeki diğer şirketlerinde halkla birlikte takipçisi olmuştur. Efeler Belediye Başkanının halkçı mücadelesini destekliyoruz. Efeler’e bağlı Yılmazköy’de saat 13:00 sıralarında meydana gelen sıcak su patlamasıyla ilgili Aydın Valiliği tarafından açıklama yapıldı. Aydın Valiliği tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Bugünkü yaşanan olay ise bir iş kazası olarak değerlendirilmekte olup, firma yöneticilerine bu tip olayların bir daha yaşanmaması için ikazlar yapılmıştır, Kamuoyuna saygı ile duyurulur." (www.aydinkulis.com01.05.2020) Bilinen gerçek bu patlamanın olduğu kuyu yargıdaki davalar nedeniyle mühürlü ise bakım çalışmaları kaçak yapılmaktadır. Belediyenin uyarılarına rağmen bu çalışmalar devam ettiği gibi diğer santrala bağlanması için sondaj kazısı yapılmaktadır. Yani hukuk ve mühürleme işlemi hiçe sayılmaktadır. 1 Mayıs ve salgın yasağı hiçe sayılarak sondajda çalışan ve periyodik bakım yapım esnasında çalışan işçilerin güvenliği hiçe sayılarak yapılan kaçak çalışma sırasında biriken gazın sıkışması sonucu buharlı gazın püskürmesi ve yağmur gibi yağması zeytinliklere, komşu arazilere zarar vermiştir. Bu işlem affedilecek ve yok sayılacak, ikazlarlalar giderilecek bir olay değildir. Doğaya, çevreye, insan sağlığına zarar veren jeotermal santral derhal durdurulmalı, verilen dava konusu olan ruhsat iptal edilmeli, santral kapatılmalıdır. İncir ve zeytinleriyle ünlü Yılmaz köy’ de ve Efeler Mahallesinde yaşayan halkın sağlığı düşünülmelidir. Koronavirüs sokağa çıkma yasağı sürerken yangından mal kaçırırcasına kaçak yapılan jeotermal işlemleri hakkında ikaz değil yasal işlem başlatılmalıdır. Doğasever Halkçı Mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak 1 Mayıs günü yapılan bu çalışmayı protesto ediyoruz. Doğru yer seçimi ile fen ve sanat kurallarına uygun yapılacak tekniğe karşı olmadığımızı, aksine son modern teknik ile yapılan, halka zarar vermeyen her türlü çalışmaya destek olacağımızı belirtiyoruz. Zeytinliklerde amacı dışında yapılan çalışmaların yanlış olduğunu, bu işlemlerden vazgeçilmesini, zeytinliklerimizin ve incir ağaçlarının korunmasını savunuyoruz. Topraklarımızın jeotermal şirketlerine, sit alanlarımızın rantçılara, maden ocaklarına peşkeş çekilmesine karşı kararlıca mücadele edeceğiz ve takipçisi olacağız. Halkımıza ve meslektaşlarımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor ve yerine getirmede kararlıyız. Halkımızı ve meslektaşlarımızı çevre, doğa, sit alanları tahribatına karşı mücadele eden halkımıza sahip çıkmaya ve örgütlü mücadele vermeye çağırıyoruz.
Halkçı Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları paylaştı: 2 Mayıs 2020 Cumartesi